RÖPORTAJ ZAMANI GELDİ.BUGÜN BELKİ DE EN BÜYÜK AZİM ÖRNEĞİNİ GÖRDÜM.ENGELLERİ AŞARAK HAYALLERİNE ADIM ADIM ULAŞAN BİR KIZ KENDİSİ.ŞU AN 4 KİTAP YAZARI OLAN,AKLINDA GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN PLANLADIĞI PROJELERİ OLAN AYNI ZAMANDA DA ZİRVE FİLM YAPIM PRODÜKSİYON’DA SENARİST OLAN GÖKÇE NAS OĞUZLAR İLE RÖPORTAJ YAPTIK.KENDİSİNDEN YAZARLIK TAVSİYELERİ ALDIM.ENGELLİ BİR İNSANIN AZMİ VE NASIL BAŞARDIĞI İLE İLGİLİ YEPYENİ BİLGİLER GELİYOR.

Merhabalar sevgili okurlarım. Bugün yepyeni bir röportaj yaptım.Ve sizlere aktarmaya geldim. Bugün çok tatlı,mükemmellik derecesinde azimli ve başarılı,engellerini aşarak başarıdan başarıya koşan muhteşem bir kızla tanıştım.Kendisine hayran kaldım ve gerçekten çok sevdim. Engellilerin kendilerine inandıklarında,diğer insanlardan farklarının olmadığını kabul edip kendilerine bunları aşıladıklarında her şeyi başarabileceklerini gösteren bir hayat hikayesiyle karşı karşıyaydım bugün. Hayranlıkla ve dikkatimi toplayarak dinledim kendisini. Doya doya sohbet ettik kendisiyle.Yazarlık aşamalarından, engellere karşı direnişinden bahsettik.Gerçek başarının aslında zorluklar karşısında olduğunu bir kez daha anlamış oldum.Hayalleriyle yaşayan ve kendince kurguladığı karakterleriyle bir bütün oluşturan bu kız, yazarlık yolunda bir takım başarılara sahip olmuştur.Aklında çok güzel projeleri devam eden bu kız başarılarının kat sayısını artırmak için her geçen gün daha da fazla çalışmaktadır.Çocukluğumdan beri kendimce kurguladığım hayallerim vardı benim.Bunlardan bir tanesi de yazar olabilmek.Umarım ben de bir gün bu kız gibi başarılı bir yazar olabilirim. O halde başlayalım röportajı yayınlamaya.

RÖPORTÖR: Merhabalar nasılsınız iyi misiniz?

KİŞİ:Teşekkür ederim iyiyim.Sizler nasılsınız?

RÖPORTÖR:Ben de iyiyim çok teşekkür ederim.

KİŞİ: O halde başlayalım ilk sorumuza.

RÖPORTÖR: Öncelikle kendinizden bahseder misiniz biraz?

KİŞİ: Tabi hemen başlıyorum.1993 yılında Ankara-Turgut Özal Hastahanesi’nde dünyaya gözlerimi açtım. Polatlı’dayım ve buralıyım.Doğum sırasında farkedilmeyen bir rahatsızlık nedeniyle kalça çıkıklığı (DKÇ) teşhisi konuldu.8 tane ameliyat oldum.2,5 aylıkken başladı.İlkokula başlayana kadar devam etti.7 yaşında ilkokula başladım.Okul hayatımda rahatsızlığım nedeniyle dışlandım. Eğitim hakkı herkese verilmiş olan bir şeydir. Toplum olarak bu düşünceye pek saygı duyulmuyor engellilerin açısından. Engelli bir çocuk olduğum için defalarca istenmedim okulda.Ama sabrettim. Kendime hedefler koydum aslında.O hedefe ulaşmam için okumam gerekiyordu. Lise hayatımın sonuna kadar Polatlı’da okudum.Üniversiteyi okumak için İzmir’e gittim. Orada İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde Türk Dili Ve Edebiyatı okudum.Aynı zamanda Dokuz Eylül Üniversitesi’nde pedagojik formasyon eğitimi aldım. Çeşitli kurslara giderek sertifikalar aldım. En son gittiğimde senaryo sertifikası aldım. Aynı zamanda girişimcilik sertifikası aldım. Şu an yazarlık ve senaristlik mesleğini aynı anda yapıyorum.İşlerimi çok seviyorum. Biz 4 kişilik bir aileyiz. Annem İngilizce-Almanca öğretmeniydi.Babam ise avukat.Ağabeyim ise asistan doktor olarak çalışmaktadır.

RÖPORTÖR:Anladım. Peki yazarlık sürecinizden bahsedebilir misiniz?

KİŞİ: Okul hayatımda,ameliyat yüzünden yazı yazmada problem yaşıyordum. Arkadaşlarım 2 sayfa yazarken ben 3 satırı çizgiyle yazıyordum. Bu beni ciddi anlamda üzüyordu. Annem baktı ki bu böyle olmayacak. Bana günlük tutmamı söyledi.7 yaşındayken günlük tutmaya başladım. Neden yapamıyorum diye insan ister istemez kendine soruyor. Ama isyankar bir çocuk asla olmadım. Lise 3’e kadar günlük tuttum. Coşkun Irmak’ın Öyle Bir Geçer Zaman Ki’yi izlerken bir bölümde ailesinin kavgasını anlatıyordu. “Bunlar içimde masal oldu” cümlesini kurması “Acaba bunu ben de yapabilir miyim?” sorusunu kendime sormama sebep oldu. Ve ilk roman denememi lise 4’de”Her Şeye Rağmen Yeni Bir Başlangıç” romanımla yapmaya başladım. Ama onları yayınlamaya cesaretim olmamıştı o zaman. Bu şekilde yazmaya başladım. Lise 4’de Edebiyat bölümünü kazanınca “UMUT” ve “CANAN”ı aynı anda kaleme aldım.İlk çıkan romanım “CANAN”.Sonra  Hiç Bitmeyen Masallar Serisi’ni çıkartmaya başladım. Bu benim ilk seri romanım. Şu an bu serinin dördüncüsü yazılıyor.1-2-3 çıktı şu an.Şu anda yeni romanlara ve senaristliğe devam ediyorum.

RÖPORTÖR: Hayatınızdaki engelleri nasıl aştınız?Hepimiz biliyoruz ki engelli olan vatandaşlarımız çok büyük sıkıntılar yaşamakta.Hepsi için konuşmuyorum ama umutlarını yitirip kendini soyutluyorlar toplumda bir kısmı.Peki siz bu zorluklara rağmen kendinizi nasıl ve neye bağlayarak ayakta  tuttunuz?

KİŞİ: Ben her zaman maneviyatıma,inancıma ve imanıma inandım.Zaten her şey inanç meselesi.Eğer inanmazsak hiç bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değil ki.Yazdığım karakterlerime her zaman inandım ve güvendim. Benden daha kötü şartlarda olup da iyiliğe inanan insanların olduğuna inandım.Her zaman örnek olmaya inandım.Okurlarıma ulaştığı zaman benim eserim olmaktan çıkıyor bence. Tek bir birey olarak başlıyor bu serüven.Toplumun eseri olduğunda benden çıkıyor.Karakterlerimin her birine bir görev yüklüyorum. Mesela “Hiç Bitmeyen Masallar” daki inandırın şeklindeydi. “İyilik ve inanç taşıyın” ifadesini kullandım.

RÖPORTÖR: Bu süreçte yanınızdaki en büyük destekçileriniz kimlerdi?

KİŞİ: Annem ve ağabeyimdi. Benim annem hep bana “sen yapabilirsin”derdi. Onun ağzından asla olumsuz bir şey duymazdım. En büyük motivasyondu benim için.Okurlarımdan önce eserlerimi ilk eleştiren annem ve ağabeyimdi her zaman. Bana “Kurgusunu git gide değişik şekilde şekillendiriyorsun, kendi dilin var artık yani akıcı bir dil kullanıyorsun.” dedi ağabeyim.

RÖPORTÖR: Kitaplarınızın içeriğinden bahseder misiniz?

KİŞİ: İçerik olarak anlatayım hemen.CANAN romanında aşkta ne kadar ileri gidebilirsiniz, kendinizden ne kadar fedakarlık yapabilirsiniz ile ilgili yazılan bir kitap.Bu sorulara cevap bulunabilecek bir kitap.Aynı zamanda aile ilişkilerini sorgulayan bir kitap.23 yaşındaki bir genç kızın hayat karşısında dimdik duruşunu anlatıyor. Benim gözümde bir kadın ne yaşarsa yaşasın her zaman güçlü olmalı.

43626212_2236848586545132_8286687309374423040_o.jpg

Hiç Bitmeyen Masallar serisindeki kitaplarıma geçeyim hemen. Ben masalları çok seven bir insanım.Edebiyat’da da bunu ayrıntılı olarak inceledik.O mutlu sonlar vardır ya hani masallarda. Bu cümle beni hiç bir zaman tatmin etmedi. Tamam ben bunları evlendireyim fakat bunlardan sonra neler olabilir acaba?Sonsuza kadar mutlu yaşayabilirler mi? sorularını düşündüm. Bu pamuk prensesle yakışıklı prensin kızlarını dünyaya getirdim.Fakat ben bu kitapta masallardaki gibi kötü kraliçeyi öldürmedim. Bu kötü kraliçe mutlu sonları lanetledi.Kötü kraliçenin sihirli lanetinden herkes etkilendi fakat Emma karakteri etkilenmedi.Lanetlenme 21.yy’da başladı. Bunlardan bahsediyor bu seride.

43614824_2236848653211792_2385205028362125312_o.jpg
43691939_2236848619878462_6344821638667698176_o.jpg
43691096_2236848546545136_4767615055216771072_o.jpg

RÖPORTÖR: Engelli bir birey olmanıza rağmen toplumdaki bu özgüveninizi neye borçlusunuz? Yani engelli arkadaşlara verebileceğiniz en büyük motivasyon nedir?

KİŞİ: Annemin “ayaklarının üzerinde durman gerekiyor” demesi üzerine borçluyum.Engelliler hayata 1-0 geriden başlıyor .Ayakları üzerinde her zaman durmalılar.Bir şeylere azmetmeli ve başarmalılar.Engelli bireylerin arkasında destek olduğu sürece yapamayacakları iş yok bana göre. Özellikle burada ailenin desteği çok önemli. Önce bireyin kendine inanması ve güvenmesi gerekiyor.İnsanoğlu inancı ve ilmi olarak düşünmesi sayesinde önündeki tüm engelleri aşar.

RÖPORTÖR: Üniversite hayatınızdan bahsedebilir misiniz?

KİŞİ:Ben okul hayatımın çok güzel geçtiğini düşünüyorum.Beni azmim,içten gelen isteğim ve inancım başarıya götürdü üniversitede. Yapacağın mesleği belirlemen gerekiyor kafada üniversite yaşamında.Tabi ki zorluklar yaşadım.Hocalarımdan çok memnundum. Daha anlayışlılardı.Bir birey olarak sana gerçekten değer veriyorlar.Ne düşündüğüne önem veriyorlardı.Karşılıklı sevgi ve saygıyla üniversite hayatını tamamladık.4 üzerinden 3.60’lık bir ortalamayla mezun oldum.Ellerinden gelen yardımı yaptılar. Belki de kendime bu kadar güvenmemin nedenlerinden birisi de budur. Sadece bize karşı değil herkese karşı bu şekildelerdi.Baba-çocuk ilişkisi düşünün yani.Aşırı samimilerdi.Ben çok severek okudum. Arkadaşlarım “Biz o kadar çalışıyoruz o kadar puan alamıyoruz,sen nasıl alıyorsun?” diyorlardı. Ben okulumda çok severek okudum açıkçası.

RÖPORTÖR:Yazar olmak isteyen bir insana en büyük tavsiyeleriniz nelerdir?

KİŞİ: En önemli olarak tek ifadeyle “Hayal Kurmak” diyebiliriz. Asla vazgeçmemek.Bol bol okuduğu kitaplarda okuduğu yazarları örnek alarak bu işe başlamalıdırlar.Ben Dünya yazarlarını örnek alıyordum.Reşat Nuri Güntekin,Halide Edip Adıvar gibi.

RÖPORTÖR:Öncesinde yazarlık deneyiminiz var mıydı? Kursa gitmek ya da dergilerde ve gazetelerde yazı yazmak gibi.

KİŞİ: Üniversite eğitimini alırken Bölüm Başkanı köşe yazarlığı görevi verdi bana.Her hafta yerel gazetede köşe yazarlığı yapmak için.Ve onları hocalarıma gönderdim yazdıkça.Bu şekilde kendimi geliştirdim. 2012-2016 yıllarında Polatlı’da yerel bir gazeteydi.Her yaz yaptım bunu bu şekilde.

RÖPORTÖR:Başarının en önemli kaynağı nasıl bir düşünce olmalıdır sizce?

KİŞİ: Öldükten sonra bile eser bırakabilmektir aslında.Ölünce bu kız da bu eseri bırakmış dedirtmek gerekiyor kendine.Bana göre başarı budur.

RÖPORTÖR:Peki  gelecek günlerde yapmak istediğiniz ve üzerinde çalıştığınız planlarınız ve projeleriniz nelerdir?

KİŞİ: Üniversite 2’deyken CANAN ile beraber UMUT adlı projem vardı.Eseri kaleme almıştım.İçinde organ bağışının önemini anlatıyordu.Engelli bireylerin de fırsat verilirse neler neler yapabileceğini anlatan bir roman .

Şu anda “Kusursuz Yaşamlar” diye bir eseri kaleme aldım.Zenginlerin oldukça şaşalı hayatını ele aldım.Gerçekte öyle olmadığını göstermeye çalıştım.Sloganımız “Ayağa kadar gelmiş dedikoduyu kim sevmez ki.” oldu aslında. Dedikodunun kötü bir şey olduğunu anlatmaya çalıştım.Aslında zenginliğin rahat olmadığını “Kusursuz yaşamların meraklı kızı”  vasıtasıyla zenginlerin hayatında neler olduğunu anlatmaya çalıştım. Hem kitap hem de dizi halinde düşünüyorum.

Bir diğeri de “Rajonu Bilen Kadınlar” romanı olacak.Polisiye ve suç türündeki ilk romanım olacak. Kadına şiddet, çocuk istismarı,cinayet,mafya,derin devlet konuları olacak.Derin konuları anlatan bir kitap olacak.Toplumda yok sayılmış suçları  göstermeye çalışacağım. Allah yardım ederse geçen günlerde gündemde görünen 3 yaşındaki ölen minik Leyla’yı kitaptaki  karakter kurtaracak bir şekilde. Kitaba bu şekilde kurgulayıp uyarlamayı düşünüyorum. Farklı bir şekilde olacak ama Leyla hayallerimizde olması gerektiği gibi kurtulacak. Bu kitapta aldatma söz konusu olacak.

Başka düşündüğüm bir proje olarak “NUTUK” olacak. Nutuk senaryo kısmında olacak.Bu proje için şu an sponsor aramaktayım.Eğer birisi bu konuda yardımcı olursa çok memnun kalacağım inşAllah.

“Gizemli Dünya” diye bir projem daha olacak.4 seri halinde çıkacak.Fantastik türde devam edeceğim.

Bu şekilde planlarım ve projelerim var aklımda. Umarım bir gün gerçekleştiririm.

Evet arkadaşlar kendisiyle yapmış olduğumuz röportajı burada yayınladım. Hepimiz görüyoruz ki hayatında bu kadar sıkıntısı olan bir insan neler başarabiliyor.Aramızda çoğu insanın eli ayağı sağlamken,ellerinde bu kadar fırsat varken hala bir şeyler yapmamış olması çok garip.Şükretmemiz gereken o kadar çok şeye sahipken ufak tefek sorunları bahane ederek hayallerimizden vazgeçiyoruz.Unutmayın siz istediğiniz sürece hayalleriniz de sizinle.Başarmak yine sizin elinizde. Ve bu kız belki de hayatımda gördüğüm en azimli insan.Beraber hayallerimizi konuştuk.Yapmak istediklerimizin sadece hayal olarak kalmaması gerektiğini konuştuk.Hayatım boyunca hayallerimden insanlara bahsettiğimde bana” Saçmalama Huriye bunu asla yapamazsın” dediler.Ve bu kız beni gerçekten çok iyi anladı. Hayallerime saygı duydu.Ben de onunkilere tabi ki de. İnsan  inancı tam olduğunda ve hayallerine bağlandığında asla başarısız olamaz kanaatimce.Bu güzel başarı hikayenizi benimle paylaştığınız için beni bu güzel  sohbetinize dahil ettiğiniz için bana vaktinizi ayırıp güzel bilgilerinizi benimle paylaştığınız için çok çok teşekkür ederim.İyi ki varsın tanıdığım en azimli kız.Umarım hayatın  boyunca bu başarın her zaman devam eder.Bizler de senin gibi olabiliriz:))Bana kitaplarını imzalı olarak ayrı ayrı güzel ifadelerini yazarak bana hediye eden güzel kıza çok teşekkürler.Merakla ve ilgiyle okuyacağım.

GÖKÇE NAS OĞUZLAR’ı takip etmek istiyorsanız hesaplarının linklerini atıyorum.

-GÖKÇE NAS OĞUZLAR Original Account/Yazar-Face hesabı

-Canan Roman Resmi Hesap ve Hiç Bitmeyen Masallar Resmi Hesap-İnstagram hesapları

-hiçbitmeyenmasallar-Twitter hesabı

43620134_2236848479878476_3152593565352198144_o.jpg
43632684_2236848503211807_33573127992639488_o.jpg

Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle:))

HURİYE BÜŞRA ÖZTÜRK

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: