Merhaba sevgili okurlarım.Farkındayım uzun bir süre ayrı kaldık sizlerle.Son bir aydır pek çok problemle uğraşmak durumunda kaldım.Bu yüzden ancak şu an dönüş yapabiliyorum.Bugün yine yepyeni bir röportajla karşınızdayım efendim.Küçükken bir profesör olacağım diyerek kendine söz veren,hırslı ve azimli,hayalleri uğruna yaşayan ve hayallerine kavuşmuş olan, KTO Karatay Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde Dr.Öğretim Görevlisi Şule Eryürük ile birlikte çok keyifli bir röportaj yaptık.Çok samimi ve donanımlı bir sohbetti.Öncelikle kendisine bu fırsatı bana vererek vaktini ayırdığı için çok teşekkür ederim.O halde başlayalım röportajımıza.
RÖPORTÖR:Merhaba Şule Hanım.Öncelikle ricamı kırmayarak vaktinizi bana ayırdığınız için çok teşekkür ederim.Nasılsınız?
KİŞİ:Rica ederim.İyiyim teşekkür ederim siz nasılsınız?
RÖPORTÖR:Ben de iyiyim teşekkür ederim. Öncelikle hayat hikayenizi anlatabilir misiniz?
KİŞİ:Tabi ki hemen başlıyorum.Ben Şule Eryürük. 32 yaşındayım.Eskişehir doğumluyum.Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği okudum.Oradaki hocalarımdan gerçekten çok memnundum.Nihal ve Nil hocamdan çok memnundum özellikle.Çocukluğumdan beri profesör olmak istiyordum.Ailemde akademik kariyer yapmış birisi yoktu.O zamanın şartlarına bağlı olarak.Bizim mezun olduğumuz zamanlarda iş imkanı fazla olan,talep edilen bir bölümdü.Yüksek Lisansı İstanbul’da yaptım.Lisans dönemindeyken eşimle tanıştım.Kendisinin bana her konuda çok faydası ve desteği oldu.Daha sonra yüksek lisanslarımızı tamamladıktan sonra evlendik.İkimizin de ortak bir hayali vardı her zaman.Yurt dışına gitmekti.Araştırmalar yaptık.Japonya’da devlet bursları vardı. Yurt dışına gitmek isteyen öğrencilere sağladığı bir burs.Nagoya Üniversitesi’nde eşimin çalıştığı alanla ilgili bu bursu almak koşulu ile oradaki hocalarla iletişime geçtik. Eşimin kabulü gerçekleşti ve bu bursu almaya hak kazandı. 3 Eylül’de evlendik. Daha sonrasında 3 Ekim’de Japonya uçağına bindik.Aslında Japonya’ya gitmeden daha fazla araştırma yapmam gerektiğini gidince anladım.Biraz daha burayla ilgili bir şeyler araştırmak ve okumak gerekiyordu.Biraz zorluklar yaşadım bu yönde.İlk altı ay doktora başvurumu Japonya’da yaptım.Üç hoca ile görüşmüştüm ve üçüncüsü kabul etmişti.Çünkü üçüncü hocam ile araştırma alanımız aynıydı.Yabancı öğrenci kontenjanı ile kabul edildim.Konusu Tedarik Zinciri Yönetimi idi. Doktora’da da Tedarik Zinciri ile başladık.Japonya’da elektronik araçların geri dönüşümü ile ilgili bir çalışma yaptık.Başka konulara da bakmamız gerekiyordu. Japonya’nın ve diğer ülkelerin otomobil parçalarının regülasyonu(direktif) ile ilgili araştırmalar yaptık.Onun dışında hiç bir elektronik bilgim olmadığı için daha çok gelişmem gerekiyordu.Bölümümden ötürü teknik kısımdan çok geri dönüşümü(yani nasıl dönüştüğü) ilgilendiriyordu.Ana konu hibrit aracın yapımı değildi.3 senede tamamlamış oldum.Hocalarım; Professor Koshijima Ichiro,Assist.Dr. Sun Jing,Professor Hashanimoto Yoshihino idi.Hocam çok anlayışlıydı.Türkleri çok seviyordu.Dış görünüşümün farklı olması onun hoşuna gidiyordu kültürel çeşitlilik açısından. Uluslararası bir ortam oluşturmak istiyordu.Çinli,Moğol,Türkmenistanlı arkadaşlarım vardı.Türk olarak da ben vardım.Toplamda 15 hocası vardı.Lab sistemi vardı.Hepimizin bulunduğu open ofis vardı.Zorunluluk olduğuna dair kimse bir şey söylemiyordu ama gitmekten zevk alarak gidiyorduk.Hocamla gerekli olan metotlarla ilgili derslerimiz oluyordu.Okulumuzun dili Japonca idi.Esneklik vardı bu konuda.Hocamız istediği takdirde İngilizce anlatıyordu.Ben hocanın araştırma asistanıydım.Gittiğimden biten süreye kadar yaptım bu işi.Bana gelir sağlamış oluyordu.Eşim gibi burs imkanım olmadı.Doktora orada üç yıl sürüyor.Üniversite’nin adı Nagoya-Instute Of Technology idi. Bu teknoloji ağırlıklı bir üniversiteydi.Diğer bölümler yoktu.Aichi denen şehirde kaldık biz.Tokyo’ya çok uzak değildi.Hızlı trenle 110 dakika arasıydı.Oradayken Japon kültürüne göre yaşamaya çalıştık.Bir tane Türk marketi vardı.Ürünlerimizi oradan alıyorduk.Helal ürün problemi vardı.Aslında onlar da hassasiyet gösteriyorlardı bu duruma.”Neden yemiyorsun?” sorusunu sorun yapmazlardı.Hocam normalde Kimya Mühendisliği okumuş.Proje yöneticisi olarak da daha önce çalışmış.Bir süre Amerika’da bulunmuş.Petrol Şirketi’nde bir proje mühendisi olarak İran’da çalışmış. Biraz da tezim hakkında konuşayım.Ben tezimi İngilizce olarak yazdım.Japonca’m çok iyi değildi fakat görsel olabilecek temel kısımları iyi biliyordum.Konuşmada eşimin çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Japon halkının biraz mükemmelliyetçilikleri vardı.Aslında Japonca öğrenmek kolay.Ama ben biraz üzerine yoğunlaşamadım vakit eksikliğinden ötürü.Gittiğimiz sene Japonya’da öğrencimin ablasıyla iletişime geçtik.Onlar da eşinin işi için Japonya’dalardı.İsmi Sevgihan Yıldız idi.Kendisinin tezi İngilizce idi.Ama sunumları ve dersleri Japonca idi.Eşi “Sumitomo Motors” adlı başarılı bir yerde elektrik elektronik mühendisiydi.Burası Toyota’nın bir yeriydi.Japonya’da Türk bir kadının bu şekilde başarılı olduğunu görmek çok büyük bir idol oldu bana.Japonya’da hayat çok pahalıdır.Çok yüksek kaliteli ürünler kullanılıyor.Kendilerinin ürünleri çok kaliteli.Çalışanlar iyi maaş alabiliyorlar orada.Biz öğrenci olduğumuz için biraz zordu bizim için yaşam.Türk parası yarıya inmiş oluyordu değer olarak.2015 Mart’ta doktora eğitimi bittikten bir ay sonra döndük biz Sakarya’ya.Doğumdan ötürü bir yıl çalışamadım.Bir kaç ay bir Teknokent’te teknoloji transfer ofisinde uzman olarak çalıştım.Sonrasında oradan ayrıldım çünkü akademisyen olmak istiyordum.
RÖPORTÖR: Sizce bir insanın akademisyen olabilmesi için hangi niteliklere sahip olması gerekiyor?
KİŞİ: Kendi kendinizi motive etmeniz gerekiyor. O zamana kadar hep bir hoca vardı başınızda.Ama doktora eğitiminde başınızda herhangi bir hoca olmuyor. Araştırmacı olmalısınız. Araştırma yöntemlerine hakim olunmalı.Güncel gelişmeleri takip edebilmeniz gerekiyor.İngilizce’nizin iyi olması gerekiyor.İkinci bir dil zorunluluğu yoktur. Ama tabi ki değerli kılar sizi ikinci bir dilinizin olması. Çalışkan olmalısınız.Uykunuzu,ailenizi,sosyal hayatınızdaki bir şeyleri dengelemeniz gerekiyor.Buna zaman yönetimi diyebiliriz. Net olmanız gerekiyor. Hayata bakışınız, hayatınızdaki kararlarınız net olmalı.Sabırlı olmalısınız her zaman.İnsanlarla ilişkinizin iyi olması gerekiyor.
RÖPORTÖR: YDS ve İngilizce için tavsiyeleriniz nelerdir?
KİŞİ: Ben İngilizce’yi sınavı aşmak için öğrenmedim. Ben kültür olarak öğrendim. Hayatıma yerleştirdim. İngilizce film,dizi,müzik eşliğinde devam ettim.İlkokuldan ve üniversiteden sonra hazırlık okudum. YDS’den 100 alsanız da konuşma olmadıktan sonra bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Ölçümleme açısından doğru bulmuyorum YDS’yi.
RÖPORTÖR: Okul ortalamasıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?Siz bu konuda nasıldınız?
KİŞİ: Bölüm birincisi değildim üniversitede.Aşırı mükemmel bir öğrenci değildim bu konuda. Araştırma görevlisi olabilmek için çok iyi bir ortalamaya sahip olmak gerekir genelde. Fakat şu anda da çok iyi bir ortalamaya sahip olmadan araştırma görevlisi olunabildiğini gördüm.
RÖPORTÖR: Akademisyen olmak küçüklükten beri hayaliniz miydi?
KİŞİ: Dört çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğuyum. Babam mobilyacılıkla uğraşıyordu.Babam dükkandan işi çıkıp gittiğinde dükkanda ben dururdum.Çocukluğum o dükkanda geçti diyebiliriz aslında. Babama mal gelirdi ve ben onları gözlemlerdim. Çocukken oyuncaklarımla mobilya kurardım. Şu an derste bir örnek verirken mobilyalardan bir örnek veriyorum genelde. Çocukken bebeklerle oynayan bir kız çocuğu değildim.Daha çok dışarda geçirdim çocukluğumu.İlkokulda hep birinci olmak isterdim her konuda.Baskın karaktere sahiptim hep.Ortaokul ve lisede genetik ya da biyoloji alanlarında profesör olmak isterdim.Lisede okul birincisiydim.Ama aşırı en iyilerde değildim üniversitede.Bir yere gelebilmek için en iyi olmak değil sürekli olmaktır ana şart.
RÖPORTÖR: Endüstri Mühendisliği öğrencilerine verebileceğiniz tavsiyeler nelerdir?
KİŞİ: Sadece ders çalışarak günlerini geçirmesinler. Daha çok sosyal olmalılar üniversite hayatında.Ben size ikinin altında bir ortalama yapın demiyorum.Ama dengelemek önemli.Bir hobiniz olsun hayatınızda.Şu an değil ama ileride çok ihtiyacınız olacak.
RÖPORTÖR: Girişimcilik hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
KİŞİ: Ticari girişimci herkes olabilir diye düşünüyorum.Gözlem yeteneği eksikliğinin farkına varmalı.Bunu ticari açıdan yapabilmeli girişimci olmak isteyen bir kişi.Kişisel girişimin herkes açısından özellikle de endüstri mühendisliği öğrencisi açısından daha önemli olduğunu düşünüyorum.
RÖPORTÖR:Sorularım bu kadar Şule Hanım.Samimi ve sıcak sohbetiniz için çok teşekkür ediyorum.İyi günler dilerim efendim.
KİŞİ:Ben teşekkür ederim.İyi günler dilerim.
Evet sevgili okurlarım.Şule Hanım’la harika bir röportaj yaptık.Çok verimli olduğunu düşünüyorum hem kendi açımdan hem de sizler açısından.Umarım sizler de okurken beğenmişsinizdir.Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle kendinize iyi bakın:))
HURİYE BÜŞRA ÖZTÜRK