Merhaba sevgili okurlarım.Bugün sosyal medya ve içerik stratejisti,yazar ve medya profesyoneli İlkim Kocamaz ile yaptığımız harika bir röportajı size aktaracağım.Ben kendisini dinlerken çok keyif aldım.Umarım siz de okurken çok keyif alırsınız:)
RÖPORTÖR: Öncelikle teklifimi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.Nasılsınız?
KİŞİ: Rica ederim.İyiyim teşekkürler siz nasılsınız?
RÖPORTÖR: Ben de iyiyim. O halde başlayalım.İlkim Kocamaz kimdir?
KİŞİ: Uzun yıllar medya sektöründe radyo programcısı, yayın yönetmeni, köşe yazarı ve yönetici olarak çalıştıktan sonra edindiği iletişim tecrübesini, aldığı reklamcılık eğitimiyle birleştiren ve kadın girişimcilere sosyal medyada markalaşmaları için online eğitim ve atölyeler sunan bir dijital girişimciyim!
RÖPORTÖR: Üniversite hayatınızı nasıl geçirdiğinizden bahseder misiniz? Kendinizi geliştirmek için neler yaptınız?
KİŞİ:Benim okuduğum yıllar, okullarda olayların yoğun olduğu bir dönemdi. Bu yüzden üniversite içinde çok kulüplerde yer almışlığım yok. Bir süre sonra da çalışmaya başladım zaten… O dönem aldığım diksiyon dersleri dışında, ben kütüphaneleri seven, araştıran, bol bol okuyan bir gençtim.
RÖPORTÖR: Dijital pazarlamadan bahseder misiniz? SEO Ve SEM’den biraz bahseder misiniz?
KİŞİ: Belli bir dönem blog yazarak para kazanan biri olarak SEO ve SEM eğitimi aldım. SEO uygulamalarının içerik pazarlamasında önemi çok büyük. Ama benim bugünkü işim dijital pazarlama değil, dijital markalaşma. İkisi çok farklı şeyler.
RÖPORTÖR: Sizce etkin sosyal medya kullanımı nasıl olmalıdır?
KİŞİ: Kişiler için ve kurumlar için farklı yanıtları var bu sorunun. Benim uzmanlık alanım kişiler olduğu için o açıdan yanıtlayayım: İstikrarlı, faydalı, özgün, içerikleriyle katma değer yaratan bir medya varlığı ile uzmanlığınızı pazarlamanız mümkün. Bunun için dijital dünyadaki ayak izleriniz olarak nitelendirdiğim; her paylaşımınız, her yorumunuz, her mesajınızı düşünerek ve özenle yayınlamalısınız. Çünkü yayınladığınız her şey hayat boyu kişisel markanızın bir parçası olarak kalacak.
RÖPORTÖR: Medya sektöründen biraz bahseder misiniz? Bu sektörde başarılı olmak istiyorsak neler yapmalıyız?
KİŞİ: Medya, benim başladığımdan bugüne oldukça değişti. Şu anki formülü bilsem, sanırım dışında olmazdım! 🙂 Şaka bir yana, benim gittiğim yol şöyleydi: Öğrenebileceğin hiçbir fırsatı kaçırma. Hele yolun başındaysan, benim işim değil deyip masandan kalkma. Öğrendiklerin ileride çok işine yarayacak! Ama yeteneklerini yalnızca çalıştığın yer için kullanma. Kendine ait dijital içerik ürettiğin bir alanın mutlaka olsun: YouTube kanalı, blog, podcast. Yani kişisel markanı inşa et!
RÖPORTÖR: Etkili içerik üretimi nasıl olmalıdır?
KİŞİ: Takipçilerinizi, okuyucularınızı ya da izleyicilerinizi düşünün. TV kanalı gibi bir yayımcısınız aslında. Onların hoşuna gidecek ve sizin bildiğiniz, söyleyebileceğiniz neler var? Ne kadar fayda yaratırsanız, o kadar güven kazanırsınız. İnsanlar, sizin alanınızla ilgili bilgili ve donanımlı olduğunuza inandıkları sürece takip etmeye devam eder ve başkalarına da önerirler.
RÖPORTÖR:İyi bir yazar olmanın yolları nelerdir?
KİŞİ: İyi bir okuyucu olmak! Okumadan yazmak, kelime haznesini genişletmek, cümle yapılarına, imla kurallarına hakim olmak mümkün değil! Ne kadar okursanız, o kadar iyi yazarsınız.
RÖPORTÖR: Sosyal marka nasıl yaratılır?
KİŞİ: Sosyal medyada, sizi tanımayan insanları kendi kitleniz haline getirmeniz için kendinize ilk sormanız gereken soru: “Benim bu insanlara vaadim ne?” Bir strateji ile yola çıkarsanız, ulaşmak istediğiniz kitleyi ve kendi potansiyelinizi biliyorsanız, gerisi sadece düzenli ve kaliteli paylaşımlar yapmak; sosyal medyadaki iletişiminizde de samimi olmak…
RÖPORTÖR: Kriz zamanı sosyal medya yönetimi nasıl olmalıdır?
KİŞİ: Temkinli ve hızlı kararlar alınmalı. Sosyal medya ile minik bir kriz dakikalar içinde kartopu gibi büyüyebiliyor. Bu anlamda geleneksel bakış açısını bir kenara koymalı; “Birkaç kişi için uğraşmaya değmez” mantalitesinden acilen uzaklaşmalı. Önemsemediğiniz 20 takipçili insanlar yüzbinlerce insanı harekete geçirebilir! Markalar, itibar ve para kaybetmek istemiyorlarsa hem çalışanları ile hem müşterileri ile olan ilişkilerini hassasiyetle yönetmeli.
RÖPORTÖR:Freelancerlar için sosyal medya pazarlamasından bahseder misiniz?
KİŞİ: Freelancerlar için sosyal medya işlerini ve becerilerini tanıtarak müşteri kazanabilecekleri ideal bir ortam. Ama sadece işleriyle değil, kişisel bir marka olarak var olurlarsa daha fazla insana ulaşabilirler. Bu bağlamda, kendinizi sadece işlerinizi tanıttığınız, yüzünüzü sakladığınız hesapların ardına gizlemeyin ve bol bol içerik üretin!
RÖPORTÖR:Nasıl kişisel marka olunur?
KİŞİ: Kişisel markalaşma çok boyutlu bir konu. İletişimden imaja, özgüvene kadar birçok detayı var. Şöhret olmak ile kişisel marka olmanın karıştırıldığını da görüyorum. Bir hayat amacıyla, ulaşmak istediğiniz insanlara, öne çıkarmak istediğiniz özellikleriniz ve bilginizle hitap edebilmek ve sizinle ilgili düşüncelerini, konuşmalarını kontrol edebilmek diyebilirim. Jeff Bezos’un bunu çok güzel özetleyen bir sözü var: “Kişisel markanız, siz odada yokken hakkınızda konuşulanlardır.”
RÖPORTÖR: Kişisel markalaşma ne sağlar?
KİŞİ: Alanınızda otorite olarak kabul edilirsiniz, sözünüz geçer, insanlar konunuzla ilgili bir gündem olduğunda ilk sizi arar. Fikirleriniz değerlenir. Güven duyulan bir kişi haline gelirsiniz. Talep eden değil, talep edilen olursunuz. Doğru şekilde ve istikrarla yönettiğiniz kişisel markanız, hayallerinizi gerçekleştirmeniz için sizin adınıza çalışır.
RÖPORTÖR: Çok teşekkür ederim İlkim Hanım,iyi günler.
KİŞİ: Rica ederim,iyi günler.
Röportajımızın sonuna geldik. Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle:)
HURİYE BÜŞRA ÖZTÜRK
MAVİ DÜNYA'M 