Merhaba sevgili okurlarım. Bugün yepyeni bir röportajla karşınızdayım. Tanıdığıma gerçekten çok memnun kaldığım, bilgi ve donanım anlamında kesinlikle muhteşem bir insanla çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Ben kendisini dinlerken çok keyif aldım.Eminim ki sizler de okurken çok memnun kalacaksınız. O halde başlayalım 🙂
RÖPORTÖR: Merhaba Haluk Bey. Öncelikle görüşme ve röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür etmek istiyorum. Nasılsınız?
KİŞİ: Rica ederim,iyiyim.Siz nasılsınız?
RÖPORTÖR: Ben de iyiyim teşekkür ederim. Dilerseniz başlayalım. Öncelikle kendinizi tanıtabilir misiniz?
KİŞİ: 1984 yılında Ankara’da doğdum. Tüm öğrenim hayatım Ankara’da geçti. Ankara Üniversitesi Elektronik Mühendisliği mezunuyum. MBA yüksek lisansımı ve işletme doktoramı yaptım. Türk Telekom Genel Müdürlüğü’nde Kıdem Uzman olarak görev yapmaktayım. Özellikle Endüstri 4.0 alanından hem akademik hem de sektörel çalışmalar yürütüyorum. Hayatım bu şekilde geçiyor.
RÖPORTÖR: Üniversite hayatınızda kendinizi geliştirmek adına neler yaptınız?
KİŞİ: Aslında bu konuda çok dürüst cevap vermek istiyorum.Bu konuda biraz pişmanlıklarım var. Üniversitede Erasmus yapsaydım, yurtdışında profesyonellerle çalışsaydım ya da bir topluluğa katılsaydım gibi keşkelerim var. Çoğunu yapmadım açıkçası. Benim gelişimim üniversite sonrası oldu.
RÖPORTÖR: Yüksek lisans ve doktora eğitiminizden bahsedebilir misiniz?
KİŞİ: MBA aslında beni hatırlatan bir program oldu. Lisansta mühendislik çalıştım. Yüksek lisansta MBA çalıştım. Burada sadece mühendisliğin yeterli olmadığını gördüm. Daha farklı bakış açıları kazandım. Satış, pazarlama, muhasebe gibi konuları kazandım. Bu konular çok hoşuma gitti. 2013 yılında doktora yapmaya karar verdim. 4 yıllık zorlu bir sürecin sonunda Üretim,Tedarik Zinciri,Lojistik ve İnovasyon alanında doktora unvanı aldım. Endüstri 4.0,Üretim,İnovasyon üzerine makaleler yazmaya çalışıyorum. Akademiye devam edebilmek için kendimi birazcık doçentliğe hazırlıyorum.
RÖPORTÖR: İlk işinizi anlatır mısınız?
KİŞİ: İş hayatıma satış ve proje mühendisi olarak enerji sektöründe başladım. Şuandaki sektörümle çok farklı sektörler. Her anlamda çok farklı. Enerji sektörü çok geniş,iş alanı büyük,bitmeyecek ve önemli bir sektör. Sadece şekil değişebilir. Sektörümden ve bulunduğum pozisyondan çok memnundum.Hareketli bir işti.Satış ve proje mühendisliği dinamikleri sürekli değişen bir alandı. Bu iş bana; insanlarla daha sıcak konuşmam gerektiğini, proaktif davranmayı, kişiye göre diyalogların nasıl değişeceğini, kişilerin karakter yapılarını anlamayı öğretti. Satış ve proje mühendisliği kolay bir iş değil fakat çok zevkli bir iş. Sonrasında Türk Telekom’daki fırsatımı değerlendirdim.
RÖPORTÖR: Telekomünikasyon sektörünü anlatabilir misiniz?
KİŞİ: Telekomünikasyon sektörü çok geniş bir sektör. Telekomünikasyon sektörü gün geçtikçe gelişim kaydetmektedir. Bu sektör bizim istek ve ihtiyaçlarımızı çok derinden etkileyen bir sektör oldu. Mobil telefonların çıkmış olmasıyla hareket halindeyken de bir şeylere ulaşabilme yetkisine sahip olabiliyoruz. Bununla beraber bilgiye daha kolay ulaşabildik. İkisini bir araya getirdiğimizde ise bambaşka bir devrim ortaya çıktı. Bulunduğumuz yerden her şeyi yapabiliyoruz. Telekomünikasyon sektörü bu anlamda çok önemli bir sektör. Bulunduğum şirket, telekomünikasyon sektörünün en büyük şirketi. Bu yüzden bulunduğum şirketten çok memnunum. Yenilikleri getiren bir sektörde öncü bir şirket olması çok büyük bir artı.
RÖPORTÖR: Burada mühendislerin bulunma oranıyla ilgili konuşabilir misiniz?
KİŞİ: Burada genelde ağırlık olarak bakacak olursak genellikle elektrik elektronik mühendisleri ve bilgisayar mühendisleri önde gidiyor.Son zamanlarda endüstri mühendisleri de rağbet görüyor. Bu üç alan bizim sektörde çok önemli.
RÖPORTÖR: Arı kovanı modeli nedir? Biraz bahsedebilir misiniz?
KİŞİ: Benim çalışmalarım ikiye ayrılıyor. Etkili sunum teknikleri ve endüstri 4.0’dır. Biz Dr. Mehmet Arif Tuncer arkadaşım ile beraber araştırmalar yapıyorduk. Bir anda insanlara yardımcı olmak adına aklımıza bir fikir geldi. Bu yardımı geliştirecek ve sağlayacak bir modele ihtiyacımız vardı. Sonrasında arı kovanı modelini oluşturmaya karar verdik.Burada bizim amacımız; her kesimden kişinin işine yarayabilecek,çok vakit sarf edilmeden kilit noktaları kavratabilecek bir modelleme ortaya çıkartmaktı. Arı kovanı modelinin her harfi bir şeyi simgeliyor. Küçük küçük tüyolar veren bir model. İkinci kitabımızın da başlığını oluşturdu. Olumlu geri dönüşler aldık.
RÖPORTÖR: Kitabınızı yayınlarken karşılaştığınız sorunlar nelerdir? Verebileceğiniz tavsiyeler nelerdir?
KİŞİ: Kitap yazmak bambaşka bir şey. Yapmadan öncesinde çok zor bir süreçti. İş tamamlandığında büyük bir haz duyabiliyorsunuz. Öncelikle bir şey yazabilmek için kayda değer bir fikrinizin olması gerekiyor. Fikrinizi bir metodolojiyle yazıya dökmeniz gerekiyor. Aslında bu işin yazma tarafı en kolay iş. Yayınlayacak kurumun özellikleri, yayıneviyle olan anlaşmalar gibi kısımlar yorucu süreçler. Her kitap basılabilir sonuçta. Burada önemli olan; o konudaki motivasyonunuzu yitirmemeniz. Şu an 3 kitabım var. İlk kitabımı 2012’de çıkardım. O zamana kadar yazıyla ilgili bir tecrübem yoktu. Akademik sürece başladığımda tecrübeler edinmeye başladım. Yazarlık deneyimi edinmeye başladım.İkinci kitabım Arı Kovanı Modeli, 2019’da çıktı.Çok taze bir kitap. Orada yazarlık anlamında bir sıkıntı yaşamadım. Endüstri 4.0 da ardından çıktı. Bloglar yazmak, bir yerlerde konuşmak yazarlık yeteneğini artıran şeyler. Herkese öneririm.
RÖPORTÖR: İyi bir konuşmacı nasıl olunur? Neler yaptınız? Tavsiyeleriniz nelerdir?
KİŞİ: İyi bir konuşmacı olmak kolay değil. Öncelikle insan bunu yapabileceğine inanmalıdır. İnanan birisi iyi bir konuşmacı olabilir. Doğuştan gelen bir yetenek değildir. Sadece doğru yolu ve yöntemi izlemek gerekiyor. Biraz da tecrübe gerektiriyor.
Öncelikle yapacağınız konuşmanın konusunu net bir şekilde belirlemeniz gerekiyor. Ardından provalar yapmanız gerekiyor.Hem tecrübeniz artıyor hem de sunum yapacağınız yerdeki engelleri önceden bertaraf etmiş oluyorsunuz.Bu mesele tamamen tecrübeyle alakalı. Ne kadar çok konuşursanız o kadar konuşmanız gelişir. Başlangıçta rezil olabilirsiniz.Bunlara aldırmadan devam edin. Bir sonraki konuşmanızda her seferinde daha iyi olacaksınız. Hepsi tamamen tecrübeyle alakalı.
RÖPORTÖR: Üniversite hayatınızdaki stajlarınızdan bahseder misiniz?
KİŞİ: 2 tane zorunlu stajım vardı. İkisini de Türk Telekom’da yaptım. Çünkü haberleşme sektörünü çok seviyordum. Türk Telekom’a karşı bir gönül bağım da vardı. Bu yüzden Türk Telekom ilk adresim oldu. Başka bir yerde yapmadım. Gönüllü staj yapmadım. Yapılması gerektiğini düşünüyorum. Kendinizi geliştirmek çok önemli. Bu yüzden kendini geliştiren insanlara çok saygı duyuyorum.
RÖPORTÖR: Bir mühendislik öğrencisi için okul ortalaması,okul markası,İngilizce seviyesi,kendini geliştirmek,aktiflik,network anlamında önemine göre sıralamış olsaydınız nasıl sıralardınız?
KİŞİ: Bence bunların arasında network ve aktiflik birinci sırada geliyor. Girişimcilik,diyalog kurmak gibi durumlarda iyi olduğunuzda her şey otomatik olarak gelişiyor. Bence İngilizce’nin çok önemi yok. Belki de ileride ihtiyaç duymayacağız. Robotlar sayesinde direk çeviri bile olabilir. Bence okul markası ve okul ortalaması çok önemli değildir. Önemli olan insanın kendini geliştirmesidir.
RÖPORTÖR: İngilizce’nizi nasıl geliştirdiniz? Bununla ilgili verebileceğiniz tavsiyeler nelerdir?
KİŞİ: İngilizce hiç bitmeyen bir derttir. İngilizce hiç bitmeyecek de bir gelişim alanıdır.Benim üniversitedeyken çok muhteşem bir İngilizce seviyem olmadı. Kendimi bildim bileli kursa gidiyorum. Belli bir seviyenin altına hiç düşmedim. Şu anda İngilizce’mi geliştirmek için Cambly uygulamasını kullanıyorum. Online chat şeklinde farklı ülkelerden profesyonel insanlarla konuşabiliyorsunuz. İngilizce konuşma kulüplerine gidiyorum. TedX konuşmaları dinliyorum. İngilizce’yi bırakmak istemiyorum. Benim konuşmam iyi. Bence İngilizce konuşarak gelişiyor. Aslında konuşma dilinde kalıplara göre hareket edilmiyor.
RÖPORTÖR: Etkili sunum teknikleri nelerdir?
KİŞİ: Günde binlerce sunum gerçekleştiriliyor. Bu sunumların ne kadar etkin olduğu tartışılır. Etkin olmayan sunumlardan dolayı şirket milyon dolarlık zarara bile girebilir. Bu yüzden sunum çok önemli. Sunum, bir şeyi anlatmaktır. Bir mesajı anlatıyorsunuzdur. Mesajınızın karşıya doğru anlatılması gerekmektedir. Daha iyi anlaşılması için de bazı önemli taktikler vardır. Görsellerden yararlanmak, video kullanmak, müzik kullanmak, insanları sunumun içine dahil etmek gibi pek çok yöntem vardır. Bunlar kullanıldığında dinleyicilerin dikkatinin daha iyi toparlanması ve etkili bir sunum olması sağlanır. Bu da tecrübeyle gelişebilecek bir noktadır. Tecrübe ederken yaptığımız hatalardan ders almamız gerekiyor.
RÖPORTÖR: Endüstri 4.0’dan bahseder misiniz?
KİŞİ: Endüstri 4.0’ın pek çok tanımı vardır. Ben pek çok üniversite konuşmalarında, önemli organizasyonlarda konuşmacı olarak yer aldım. Buralarda “Endüstri 4.0 nedir?” dediğimde net bir cevap alamadım. Herkes bambaşka şeyler söylüyor. Aslında burada kavramı netleştirmek lazım. Endüstri 4.0;
1.) Almanya’nın dijitalleşmesi için devlet stratejisi
2.) 4. Endüstri Devrimi
olarak kabul edilebilir.
Endüstri 4.0 kavramı 2013 yılında ortaya çıkan bir kavramdır. Yavaş yavaş Almanya tarafından işlenerek devlet stratejisi anlamına dönen bir kavramdır. Tüm Dünya’ya yayılan bir harekettir. Endüstri 4.0 bizi dijital dönüşüm, dijitalleşme gibi çeşitli kavramlarla karşılaştırdı. Sanayi sektöründeki gelişim genelde Batı’da oluyordu. 2008 yılından sonra gelimeler Doğu’ya kaymaya başladı. Üretim arttı ve üretimin şekli değişti. Çok fazla seri üretim yapılmaya başlandı. Doğu tarafı bu şekilde maliyeti düşürme noktasına geldi. Batı tarafının bir şey yapması gerekiyordu. “Endüstri 4.0” kavramını ortaya çıkardı. Doğu’nun fazla üretimle maliyeti düşürmesine engel olmak amacıyla Batı, daha kaliteli ve doğru üretimle Endüstri 4.0 kavramını ortaya çıkardı.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Dijital Türkiye Yol Haritası var. Bunu her genç arkadaşımın okumasını tavsiye ederim.
İnsanların istekleri değişmeye başladı. Kişiselleştirilmiş ürünlere talep artmaktadır. Yeni ürünler yeni üretim tarzlarını da zorunlu kıldı. Eski üretim tarzlarıyla üretmek mümkün değil. Bundan dolayı akıllı sistemler,kontrol edilebilir sistemler devreye girdi. Bunları yapay zeka,akıllı robotlar ve block chain ile yapmak mümkün.Ama her işletmeye her teknoloji uymayabilir. Özellikle işletmeler için ihtiyaçlarının ne olduğunu bilmek devreye giriyor. İhtiyaçlara göre bir sistem çözümü bulmak gerekiyor.
Endüstri 4.0 sanayide dönüşümü ifade eder. Burada kazanmak istediğimiz şeyler; yeni şeyler üretilmesi ya da eski şeylerin yeni yöntemlerle üretilmesi. Gençlerimize bu konuda vermek istediğim tavsiyeler var. Sürekli değişim halinde olan bir Dünya var. Bugün bilgiğiniz bir şeylerin ileride önemi olmayabilir.Bunun için öğrenmeyi öğrenmek gerekiyor. Değişim halinde olmaya alışmak gerekiyor. Öğrenmeyi ise ancak sürekli araştırma halinde olarak öğrenebilirsiniz. Çok kitap okumanız gerekiyor. Sürekli bir şeyleri öğrenmeniz gerekiyor. Mesela her kitap okuduğumda yeni bir şeyler öğreniyorum. Bu yüzden bence sürekli okumak,araştırmak ve gelişmek önemli.
RÖPORTÖR: Öneri olarak verebileceğiniz kitaplar,internet siteleri,dergiler var mıdır?
KİŞİ: “21. yüzyıl için 21 ders” , “Geciktiğin için teşekkür ederim” , “Robotların yükselişi” kitapları tavsiye edilebilecek bir kitaplar. Bu üç kitap benim hayatımı değiştirdi. Bu üç kitapta teknolojinin nereden nereye gittiğini çok iyi bir şekilde gözlemleme fırsatı yakalayabiliyorsunuz. Arkadaşlarıma kesinlikle tavsiye ederim.
RÖPORTÖR: Tüm sorularımı yanıtladığınız için çok teşekkür ederim Haluk Bey.
KİŞİ: Ben teşekkür ederim, iyi günler dilerim.
RÖPORTÖR:İyi günler dilerim.
Harika bir röportajın daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Çok verimli ve keyifli bir röportaj oldu. Bizimle bu bilgileri paylaştığı için Haluk Gökşen’e çok teşekkür ederim. Röportajımızı okuyan herkese teşekkürlerimi sunarım. Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle:)
HURİYE BÜŞRA ÖZTÜRK